“Hepimiz için çok değişik bir sene yaşadık. Önce çok hareketli başlayan bir ocak-şubat ayı yaşadık. Arkasından malum pandemiyle beraber tamamen sistemin kapanması ve pazarın biranda 300-400 binlerde kalacak mı diye endişe duyulan bir dönem. Birisi bize mart ayında satışlar 700-800 binlere gelir mi diye sorsalardı kesinlikle olmaz derdik. Tahminlerin ötesinde farklı ilerledi sistem. Bugün İstanbul Ticaret Odası Meclisi’nden bir arkadaşım mesaj attı. ‘’Otomotiv sektörü olarak 700 binlere gidiyorsunuz.’’ Dedim ki: ‘’ Evet yüzde 72’lik bir artış var 2019 senesine göre. Ama 2019 senesi son 15 senenin en kötü senelerinden birisiydi.’’ Eğer sektörün 2015-2016-2017 senelerinde 1 milyon araç sattığını söylersek biz hala o 1 milyonun gerisindeyiz.”  

 Tüketici ne yapmalı?

“Türkiye’deki Pazar payını düşürmek istemeyen üretici ve ithalatçı yapabileceği bütün indirimleri yıl sonu maliyetinin üzerine ekler. Çünkü buradan alacağı toplam pazar payı onun bir başarı göstergesidir. Bu yüzden aralık ayı her zaman fiyatlardaki en avantajlı dönemdir. Bugüne kadar ocak ayında gelen araçların aralık ayına göre daha ucuz olacağı bir tablo görülmemiştir. Benim kanaatim araç almak için doğru bir zamandır.  Firmalar seneye stoklarını bitirmiş halde geçmek isterler. Kullanacakları bütün kurşunları kullandılar. Biz aralık ayının ritminin daha farklı olmasını bekliyorduk. Ama malum sebeplerde cumartesi ve pazar günlerinin kapanması, hem kiralama sektöründe hem de bizim gibi showroomlarda müşterinin hafta sonu araca bakıp haftaiçi alması maalesef çok olumsuz etkiledi. Aralık ayında biz 3 ayın satışını yapardık. Bu aralık ayı öyle olmayacak öyle gözüküyor. 90 bin ile 100 bin arasında bir satışla kapanacak gibi gözüküyor. Ama bu sene böyle gidecek gibi gözüküyor. 

Dijitali kullanmayı öğrendik!

“Biz pandemi sürecinde dijitali daha fazla kullanmasını öğrendik. Yani müşteriyle canlı bağlantılar ile bütün showroomlarımızda açık olmasak bile çalışanlar bilgisayarlarını evlerine götürerek müşterilere otomobiller hakkında bilgi almak isteyen müşterilere dijital ortamda tanıtım yaptılar. Kredi girişleri yaptılar. Hafta sonu satışımız oldu. Evinden bizim arkadaşlarımızla temasa geçen, kredi girişi yapan, takas fiyatı alan gibi hizmetlerimiz oldu. Pandemi boyunca serviste araçları evden al eve teslim et hizmetleri sunduk. Bu dönemde test driveları kapattık. Onun yerine dijitalde bilgilendirmeler yaptık. Dijital ortamda ikinci el araçlarımızı da tanıttık. 

 İkinci el araçların sıfırdan pahalı olduğu günleri gördük

“Sıfır el otomobil alan bir kişiye kardeşim paran mı yok sıfır araba alın deniyordu. Piyasa ikinci el araçların sıfırdan pahalı olduğu günleri gördü. Ben 1997 yılından beri otomotiv sektörünün içindeyim böyle bir şeyi yaşamamıştım. Bayiden sıfır otomobil alan bir kişi 50-60 bin göreceli modellerde 10-20 bin üstüne satıyordu. Bu çok geçici bir süreydi. Arzın bu kadar düştüğü bir dönemde arz talep dengesi kendisini yakaladı. Biz bunu ekimde yakalar sanıyorduk. Ekime yetişmedi. Otomotiv sektörü o kadar globalleşmiş ki bir tek parçasının herhangi bir ülkeden gelmemesi durumunda bütün üretim bandı aksıyor. Bence üreticilerinde daha yerel ortaklarla çalışmasını ortaya çıkartacak. “

 Mezun olanlar ve evlenenler istatistikleri… 

“Türkiye dünyanın en büyük 5 otomotiv pazarından bir tanesi. Bunun sebeplerini çok uzun konuşabiliriz ama bariz sebebi sıfır otomobilin ÖTV oranının yüksekliği. Nüfus yapımıza baktığımız zaman 82 milyon vatandaş sahip ülkemizde araç sayısı 23 milyon 900 bin civarı. Bunun için motosiklet kamyonet dâhil. Binek otomobil dediğimiz zaman bu rakam 1 buçuk milyon civarında. Bizde her bin kişiye 150 civarı otomobil düşüyor. Binek otomobil artı hafif ticaride her bin kişiye 200 civarı araç düşüyor. Bu rakam yakınımızdaki Bulgaristan’da 300 Yunanistan’da 400 Almanya’da 600 İtalya’da 700 civarı. Buraya baktığımız zaman ama sıfır ama ikinci elde gidecek çok yer var. Avrupa’da satılan her bir sıfır arabaya karşı 3 veya 4 çarpan ikinci el araçken bizde çarpan 16 kata çıkıyor. Yani pazarın 490 binlerde kaldığı dönemlerde bizde 800 bine yakın ikinci el otomobil satılıyor. Yani sıfır arabanız ÖTV ya da diğer sebeplerden dolayı çok pahalıysa pazar bu ritmi yakalamak istiyor. Başka bir istatistik söyleyeyim. Türkiye’de 800 bine yakın üniversite öğrencisi mezun oluyormuş her sene. Yaklaşık 550-600 bin arası nikâh yapılıyormuş. Yani demek ki bu kadar da toplam yeni bir aile oluşuyor yeni bir kazanç sağlayan iş hayatına atılan bir nüfus geliyor. Bu bizde anında ikinci elde talebi doğuruyor. 

 “İkinci el fiyatlarının çok düşeceğini bekleyemeyiz”

“2021 model yeni araçların, modellerin, teknolojilerinin ve yeni farkların fiyatlara yansıyacağını düşünürsek 2021 yılının ilk döneminde ikinci el fiyatlarının çok düşeceğini bekleyemeyiz. Ama senaryo şöyle olursa; devletin ÖTV indirimleri gelir mi, ÖTV oranları oynar mı bilmiyoruz. Devlet diyor ki ben ÖTV ilgili güncellemelerin ne zaman yapılacağını asla paylaşmıyorum. Çünkü ben bunu yılbaşları yaparsam bu bir beklenti oluşturur ve bu 2020 senesi içinde ÖTV baremlerim beklemeye geçer diyor. Değişik zamanlarda piyasada ihtiyaç varsa ÖTV oranlarını değiştirim diyor. Mesela 130 bin lira olan barem biranda 140 bin liraya çekilirse bazı arabaların aşağıda kalma durumu olabilir. Devlet bunu hiç yılbaşlarında yapmamıştır. Piyasaya bakmış incelemiş bir ihtiyacın olduğunu fark etmiştir. Ve 2018’deki düzenleme uzun süre değişmedi. Biz sektör olarak aman değişsin dedik. Ama değişsin dediğinde de 60’ın 80’e çıktığını gördük. Artık biz sektör olarak hiçbir şey istememeye karar verdik. Çünkü istersek tekrar bir ÖTV artışı gelir diye. Benim tamamen şahsi kanaatim ocak-şubat ayında ekstra bir durum olmazsa böyle bir fiyat inişinin olmayacağını tahmin ediyoruz.