A.Ç : “Geçen haftanın konusu ama yine güncelliğini koruyor. Yerli otomobilin prototipi bir grup gazeteci ile paylaşıldı. Ama otomotiv sektörü ile yakından uzağa ilgisi olmayan siyasi ağırlıklı gazeteciler gösterildi. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsun?” 
 
U.S : “Sanayi Bakanı Mustafa Varank, aslında uzun bir süredir yerli otomobilin fotoğraflarını hemen herkese gösteriyor. Yeni bir şey değil. Geçen hafta paylaştığı gazeteciler haber yapınca olay büyüdü. Ben olaya farklı bir açıdan yaklaşıyorum. Yerli otomobil için kurulan TOGG, ticari sır vb gerekçelerle bırakın prototipin fotoğrafını göstermeye, otomobille ilgili en ufak bir bilgiyi bile paylaşmaktan kaçınıyor. Bu yüzden Bakan Varank’ın keyfi hareket etmesini yadırgıyorum. Yerli otomobil fotoğrafını, konuyla ilgisi olmayan gazeteciler yerine otomotiv gazetecilerine gösterseydi de yanlış olurdu. İşi biran önce sahibine yani TOGG’a bırakması lazım.”
 
 OGD’NİN KAPISI YERLİ OTOYA AÇIK
 
A.Ç : “Buna bağlı olarak TOGG CEO’su Gürcan Karakaş’ın onca zamana rağmen hala otomotiv gazetecilerinin karşısına çıkmamasına ne diyorsun. OGD Başkanı olarak da bu konuya nasıl bakıyorsun?
 
U.S : “TOGG CEO’su Gürcan Karakaş’ın başarılı bir iş insanı olduğunu anlamak için CV’sine bakmak yeterli. Ancak, iletişim konusunda ciddi eksiklikleri olduğunu düşünüyorum.
Karakaş’ın göreve geldiği günden bu yana gazetecilerden uzak durdu. Özellikle otomotiv basınından… Aslında Otomotiv Gazetecileri Derneği olarak kapımız sonuna kadar açıktı. Çünkü yerli otomobili en doğru en anlaşılır şekilde halka tanıtacak olan otomotiv gazetecileriydi. Ama Karakaş, bir iki kapalı toplantı dışında yerli otomobili anlatmadı. Bu gizlilik birçok kesimde yerli otomobilde işler iyi gitmiyor algısı yarattı. Bu algıyı tersine çevirmek için herhangi bir girişimde de bulunmadı. Günümüz dünyasında sadece iyi ürün üretmek yetmiyor. İletişim de bir o kadar önemli. Dev otomotiv markaları bile yeni modelleriyle ilgili aylar yıllar öncesinden iletişim yapıyorlar. Tüketiciyi yeni modele ve teknolojiye hazırlıyorlar. Onların ki ticari sır değil mi?”
 
HURDA TEŞVİKİ SÜREKLİ OLMALI
 
A.Ç : “Ticaret bakanı geçen hafta yapılan OYDER toplantısında hurda teşviki konusunda umut dağıttı. Ama bu umut dağıtma işi hemen neticelenmezse sektöre dezavantaj olarak geri döner mi? İnsanlar beklentiye girer mi?”
 
U.S: “Bugünkü şartlarda sağladığı fayda küçük de olsa hurda teşviki otomotiv sektörü için önemli bir destek. 14 aydır uygulanan teşvik, 2019 sonuna kadar geçerli. Ticaret Bakana Ruhsar Pekcan’ın hurda teşvikinin sürekli olmasıyla ilgi talepleri değerlendirecekleri açıklamaları tüketicileri bir beklentiye sokabilir. Hurda teşviki fırsatından yararlanmak isteyenler alım kararlarını öteleyebilir. Tüketiciler nasıl olsa sürekli hale gelecek, gelecek yıl alırım şeklinde düşünebilirler.
Ama bence asıl üzerinde konuşmamız gereken olayı kaçırıyoruz. Her şeyi günlük olarak değerlendiriyoruz. Hurda teşvikine satışları artıran bir formül olarak değil, ekonomiye, çevreye, insan sağlığına zarar veren yaşlı araçların trafikten çekilmesinin yolu olarak bakmalıyız. Haziran 2018 tarihinden bu yana trafikten çekilen araç sayısı 276 bin adet olmuş. Bu sayı Türkiye gibi araç parkı yaşlı olan bir ülke için az, ama önemli bir adım. Ben de hurda teşvikinin sürekli hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
 
 
7. VİTES’TEN BAŞKA İSİM YOK MU?
 
A.Ç : “Yıllarca köşende ve yaptığın tv programlarında VİTES adını günün teknolojisine göre büyüyen rakamlarla kullandın. 5. Vites 6. Vites 7. Vites gibi. Şimdi CNN Türk’de yeni bir otomobil programı başladı ve adı 7. Vites... Senle özdeşleşen bu adın CNN Türk’teki Yeni Tv programında kullanılmasına ne diyorsun?” 
  
U.S : “Evet, otomotivde vites sayısı arttıkça ben de gazetedeki köşemin ve Tv programının adını değiştirdim. Aslında rahmetli Mehmet Ali Birand’ın hazırladığı 32’inci Gün programından esinlenmiştim. Mottomuz “gündemde ne varsa bizde bir fazlası var” şeklindeydi.
CNN Türk’te kurulduğu günden ben Hürriyet’ten ayrılana kadar 5 yıl kesintisiz otomotiv programı hazırladım. İlk programın adını 5’inci Vites koymuştuk. Daha sonra 6 ve 7’inci vites olarak değiştirdik. Hatta son yıl programın adını 8’inci Vites yaptık. Bugün de Sabah Gazetesi’ndeki köşemin adı 8’inci Vites. 
Açıkca söylemem gerekirse CNN Türk’teki programın adını duyunca üzüldüm. Belki CNN Türk’teki arkadaşlar “nasıl olsa bu bizim programımızdı. İsim de bize aitti” diye düşündüler. Bilmiyorum. Ama daha yaratıcı olunabilir, yeni bir isim bulunabilirdi. Neyse hayırlı uğurlu olsun diyelim.
 
TV’DE OTOMOBİL PROGRAMINA RTÜK ENGELİ
 
 A.Ç : “Hazır Tv’den konuştuk devam edelim. 2-3 Tv’de otomobil programı var. Ne günü ne de yayın saati belli değil. İzlenip izlemediği bile takip edilemiyor. Tv gibi güçlü bir platformlarda otomobil programlarının olmayışı olanlara da üvey evlat muamelesi yapışmasını nasıl değerlendiriyorsun? Tek neden Youtube mu sence? 
 
 
U.S : “Televizyonlardaki otomobil programları RTÜK engeline takılıyor. Test sürüşü yaptığın otomobilin markasını söyleyemiyorsun, logosunu ekranda gösteremiyorsun. Bu hem yapımcı hem de izleyici açısından sıkıntılı bir durum yaratıyor. Ayrıca, otomobil programı yapmak geçmişte haber kanalları için prestijdi. Bugün artık haber kanallarının böyle bir hedefi yok. Youtube’unda bir etkisi var elbet.”