“Doğuş Otomotiv olarak 2021 yenilikleriniz neler olacak?

“Doğuş Otomotiv olarak, 3 yıl önce Dijital Dönüşüm Departmanımızı kurduk ve tüm süreçlerimizi dijitalleştirme adına çalışmalarımıza başladık. Bu 3 yıllık süreç tüm çalışma sistemimizin dönüşmesine ve pandemi sürecini rahat geçirmemize neden oldu. 2021 yılı da dijitalleşmenin meyvelerini toplayacağımız bir yıl olacak. 

2021 yılında da birbirinden özel modelleri tüketicilerimizle buluşturacağız. SEAT markamız 2021 yılında Ocak ayı itibarıyla Yeni Leon modelini ardından da ilk çeyrekte Tarraco  modelini, Audi markamız ilk çeyrekte A3 Sportback, A3 Sedan ikinci çeyrekte Q3, Q3 Sportback, A1, A1 City Carver, Q2 PI, Q5 PI ve üçüncü ceyrekte de Q5 Sportback modellerini, Lamborghini markamız ikinci çeyrekte Huracan STO modelini pazara sunacak. Volkswagen Binek Araç markamız ise yılın ilk çeyreğinde Yeni Golf’ü, üçüncü çeyrekte Passat Alltrack’i ve son çeyrekte de T-Cross’u satışa sunmayı planlıyor. Volkswagen Ticari Araç’ta Yeni Caddy’i tüketicilerimizle Ocak ayının son haftası içinde buluşturduk. Porsche markamız ise bilindiği üzere ilk tamamen elektrikli spor otomobil modeli Taycan’ı pazara sundu. 844 adet satılan elektrikli araç pazarında yüzde 36 pay ile 2020 yılının en çok satılan tamamen elektrikli otomobili oldu.

Elektrikli model atağımız da devam edecek.  Ana üreticimiz olan Volkswagen Grubu en agresif elektrikli model politikasını izleyen otomotiv şirketi. Volkswagen Grubu elektrikli bir geleceğin rotasını erkenden belirledikten sonra geliştirdiği platformlar ve geniş elektrikli araç yelpazesiyle küresel liderliğe doğru emin adımlarla ilerliyor. Çok yakın zamanda açıklanan Yönetim Kurulu kararına göre Grup, önümüzdeki 5 sene içerisinde elektrikli araçlara ve dijital teknolojilere 73 milyar Euro yatırım yapmayı planlıyor. 2030’a kadar tamamen elektrikli 70 model pazara sunacaklarını açıkladılar. Bunlardan yaklaşık 20 tanesi halihazırda üretimde ve 50 tanesi daha planlanıyor.

Biz de bu hedefler paralelinde Türkiye’de Taycan’la başladığımız elektrikli otomobil atağımıza devam edecek ve tüketicilerle buluşturacağız. Gelecek yıl Audi’nin elektrikli SUV modeli e-tron ve 2022 yılı ortasında da Volkswagen’in tamamen elektrikli ilk SUV modeli ID.4’ü piyasaya sunmayı planlıyoruz.” 

Toplam yatırım 10.1 milyon TL

“Tüm bunların yanında şarj altyapısı için yatırımlarımız devam edecek. Porsche’de müşterilerimize sunulan şarj altyapısının geliştirilmesi için yatırımlara başladık. Bu kapsamda 2020 yılında Porsche Experience Center’a kurduğumuz 3 adet 350KW’lik Türkiye’nin en hızlı şarj istasyonu dahil müşterilerimizin ve tüm elektrikli araç kullanıcıları için 7.8 milyon TL yatırım ile Türkiye çapında 100 adet sarj istasyonunun kurulumunu tamamladık. Bu alanda 2021 yılında da yatırıma devam edeceğiz. 2021 Yılında da 88 AC sarj istasyonu ve bayilerimize kurmayı planladığımız 50KW/100KW DC şarj istasyonları yanında 320KW DC Porsche Sarj istasyonunu Doğuş Oto Kartal Porsche’ye kurmaya planlıyoruz. Toplam yatırım 10.1 milyon TL’yi bulacaktır.”

Ülkemiz pozitif anlamda ayrışacaktır

“Koronavirüs salgını nedeniyle eşi benzeri daha önce görülmemiş bir yılı geride bırakıyoruz. Bu salgından tüm dünya sadece sağlık açısından değil, ekonomik anlamda da etkileniyor ve etkilenmeye devam edecek gibi görünüyor. Otomotiv üretim yapısının daha kompleks olmasından dolayı tedarik zincirinin dolması bir miktar vakit alacaktır. Eski üretim kapasitelerine ulaşabilmek, taleplere cevap verecek adetlerde üretim yapabilmek bir süre daha beklemeyi gerektirecektir.  Tüm dünyada tedarik zincirinin bozulması nedeniyle üretim sekteye uğradı. Bu kırılganlığı azaltmak için harekete geçmeye başlayan üreticiler, üretim üslerinin yerlerinde değişiklik yapmak gibi çözümlere başvurabilecekler. Uzak doğudan üretimini başka ülkelere kaydırmak isteyen şirketler yatırımlarını kaydırırken kendi ülke menfaatlerinin yanı sıra elbette üretim maliyetlerine de önem veriyor olacak. Ayrıca eğitimli insan gücü ve verimlilik konusunu da göz önünde bulunduracaklar. Ülkemiz bu anlamda her zaman olduğu gibi hem insan kaynağı hem de lojistik açısından avantaja sahip. Bu tarz bir çöküntüyü bir daha yaşamamak için otomotiv sektörü de özellikle global faaliyette bulunan üreticiler çözümler arayacaktır. İşte tam bu noktada ülkemiz kalifiye iş gücü, üretim kabiliyeti, jeopolitik konumuyla ülkemizi pozitif anlamda ayrıştıracaktır. 

 “Avrupa Otomotiv pazarı 2020 yılında yüzde 23,6 azaldı ve 14.086.918 adet seviyesinde gerçekleşti. 2019 yılında 18.443.305 adet toplam satış gerçekleşmişti. Otomobil pazarı 2020 Ocak-Aralık döneminde 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 24,3 azaldı ve toplam 11.961.182 adet seviyesinde gerçekleşti. 2019 yılı aynı döneminde otomobil pazarı 15.805.658 adetti. Hafif ticari araç pazarı 2020 yılında yüzde 18 daraldı ve 1.793.353 adede düştü. 2019 yılında 2.187.050 adet satış gerçekleşmişti. 2020 yılı sonu itibarıyla Türkiye, 2019 yılına göre yüzde 61,8 artış ile Avrupa otomotiv satışları sıralamasında 6. ülke, yüzde 57,5 artış ile Avrupa otomobil satışları sıralamasında 6. ülke ve yüzde 77,2 artış ile Avrupa hafif ticari araç satışları sıralamasında 4. ülke olarak yer aldı.

Ertelenen talep pandemiye rağmen etkisini gösterdi.

“Görüldüğü üzere, dünyadaki gelişmelerin aksine, Türkiye'deki sıfır ve ikinci el araç piyasası ise 2020'de son yılların en hareketli dönemini yaşadı. Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 61,3 artarak 772 bin 788 adet olarak gerçekleşti. 

Türkiye'de pazar büyüklüğünün bu noktaya gelmesinde birkaç neden var. 2018 ve 2019'de Türkiye'de pazar daraldı, talep ertelendi. Ertelenen talep ise pandemiye rağmen 2020'de etkisini gösterdi. Fakat 10 yıllık pazar ortalamalarına bakıldığında, halen ortalama büyüklüğün altındayız. Bu yıl, kredi kullanım oranlarının daha düşük olduğunu, nakit alımların daha fazla olduğunu gördük. 2021 yılına baktığımız zaman, 2020 gibi değişik bir yıl olacağını ön görüyoruz. Pandemide aşıyla birlikte birtakım rahatlamalar olabileceği gibi, tedarik zincirinin uluslararası olması nedeniyle 3. 4. dalgaların gelmesi ya da küresel ekonomik belirsizlikler de sektör için etkili olacaktır.

Tabii, belirtmem lazım pandemide tüketici alışkanlıklarında ve beklentilerinde çok hızlı değişimler meydana geldi. Bireysel mobilite ve mobilite çeşitlerinde artış oldu, bunun yanı sıra e -ticaret ve dijitalleşme hız kazandı. 2021 yılında da bu değişimin daha büyük oranda yansımalarını göreceğiz. Ticari araçlarda bir talep artışı ya da farklı bireysel mobilite araçlarına yönelik talep artışı göreceğiz diye düşünüyorum. Tabii, pandemi bir yandan da insanlık olarak yaşadığımız dünyaya yaptığımız negatif etkiyi de gösterdi. O yüzden çevreye duyarlı araçlara ve mobiliteye de talebin artacağını düşünüyorum. 

Tabii, sektör bunların dışında hizmet anlamında da giderek dijitalleşerek, tüketici beklentilerine cevap vermeye devam edecek.