“Toplam pazarın 850-900 bin aralığında olmasını ve bunun içinde 650-680 bin adet Binek Pazarı öngörüyoruz.” diyen Keklik, Mokka X’in 2017 yılı satış hedefini de  yaklaşık 9 bin adet olarak açıkladı.  “2016 yılının geride bıraktığımız ilk sekiz ayında Opel markanızın performansını nasıl değerlendirirsiniz?” sorumuza da şu yanıtı verdi:

“Ülkemiz otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2016 yılı ilk sekiz ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 5 azaldı. Biz Opel markamızla aynı periyotta satışlarımızı geçen yıla göre yüzde 14 arttırarak (27 bin 758’den 31 bin 669’a) ülkemizin en çok tercih edilen ilk üç markası içinde yer almayı başardık. Avrupa genelindeki durumuma baktığımızda da Opel markamızın en çok satan dördüncü marka konumunda olduğunu görüyoruz. Diğer bir deyişle satış, pazar payı ve karlılık bağlamında elde edilen başarılar hem Avrupa hem de ülkemiz pazarı için geçerli. 2016’nın ilk sekiz ayında elde ettiğimiz bu başarının arkasında ülkemiz otomotiv pazarında yoğun talep gören motor seçeneklerini sunuyor konuma gelmemiz önemli bir rol oynuyor.  Öngörülerimize uygun şekilde satışlarımızın yüzde 50’sinden fazlası Astra modelimizin satışlarından (yaklaşık 18 bin  500 adet) geldi. Hedefimiz 2016 yılında bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz en yüksek satış rakamına ulaşarak 65 bin adet üzeri bir satış ve yılı ilk üç marka içinde tamamlamak. Tarihimizin en iddialı ürün ve motor çeşitliliği atılımını gerçekleştiriyoruz. 2016-2020 yılları arasında pazara 29 yeni otomobil sunacağız. Bunların arasında Insignia’nın yanına gelecek yeni bir amiral gemisi ve elektrikli otomobil Ampera-e de bulunuyor. Ayrıca ürün gamımıza bir SUV eklemek için 250 milyon Euro’luk yatırım gerçekleştiriyoruz. Bu araç da 2020 yılına kadar müşterilerimizin beğenisine sunulacak. Opel markamız olarak ülkemizde olduğu kadar Avrupa genelinde de önemli bir yükseliş trendi gösteriyoruz.”

Keklik “15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminden otomotiv sektörü nasıl etkilendi?” sorumuz da şu yanıtı verdi: “Artık geleceğe bakmalıyız. 15 Temmuz’da yaşanan kalkışma hareketi gayet doğaldır ki tüm sektörlerde olduğu gibi sektörümüz otomotiv satışlarına da belli oranda olumsuz şekilde yansıdı. Ancak son 10 yılda sağlam temeller üzerinde oturan ekonomimiz, uzun soluklu ve kalıcı kırılmalara yol açabilecek bu tip gelişmeler karşısında eskiden olduğu gibi uzun süreli bir durgunluğa girmiyor ve en kısa sürede hiçbir şey olmamış gibi rutinine hızla dönme kabiliyetine sahip. Ekonomiye ilişkin Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve diğer hükümet yetkililerinin  ülkemiz ekonomisini sağlam tutma adına çok yararlı bulduğumuz birtakım girişim ve açıklamaları oldu. Uluslararası birlikteliklerimizde de Türkiye ekonomisine olan güvenimizi sıklıkla dile getiriyoruz.

Yeni Birlik Gazetesi’nden alınmıştır