Hepimiz ülkece zor ama çok zor bir süreçten geçiyoruz. İnsanın “iyiyim” demeye,  sıradan bir “eğlence”ye utanır hale geldiği günlerdeyiz. Deprem felaketi, hüzünlerimize hüzün, endişelerimize endişe kattı.  Bir ayı geçen bir süreçteyiz yaralarımız hala taze, kabuk dahi bağlamadı daha. İşte böyle bir ortamda çok daha duyarlı, çok daha hassas, çok daha detaycı olmamız gerekiyor.
Bu kısa girişten sonra konumuza gelelim. Çok ama çok dikkatli yazmam gerekiyor çünkü yanlış anlaşılmalara açık bir konuya değinmek istiyorum.
Otomotiv sektörü 6 Şubat’tan itibaren deprem bölgesine yardım için adete birbiriyle yarıştı. Biz de hepsini haber yaptık. “Sağ elin verdiğini sol elin bilmediği” kültüründen gelmemize rağmen bu sefer “her yardım eli uzatanı herkes bilsin” dedik. Sektör tarafı da basın tarafı da aynı duyarlılığı gösterdik. Herkes kendi çapında bir şeyler yaptı, hala da yapmaya devam ediyor.
Geçen hafta hemen hemen tüm mecralarda kullandığımız bir haberdeki satır arasından söz etmek istiyorum. 
 
MG Otomotiv 8 Şubat tarihinde basın mensuplarına gönderdiği mailde; 28 Şubat-3 Mart arasında yapacağı  “MG Türkiye Elektrikli Modeller Lansmanı”nı 13-15 Mart tarihine ertelediğini bildirdi. O süreçte zaten bütün otomotiv lansman ve toplantıları ertelenmişti. Kimi ileri bir tarihe öteledi, kimi tamamen iptal ettiğini bildirdi. Bu durum da anlayışla karşılandı.
Ancak daha sonra gelen maildeki satır arasındaki şu ifade sektör içinde tartışma yarattı:   “Mart ayına ertelediğimizi duyurduğumuz MG elektrikli araçlar basın lansman organizasyonunu iptal ettiğimizi ve tüm lansman bütçesini deprem bölgesine aktaracağımızı paylaşmak isteriz.” Bundan hemen sonra gelen “haber bülteni”nde de yine satur arasında şu ifadelere yer verildi: “Depremden etkilenen bölgelere ilk günden bu yana desteğini sürdüren Doğan Trend Otomotiv, şimdi de bölgeye enerji desteği sağlamak için kolları sıvadı. Yeni elektrikli MG modellerinin lansmanını iptal ederek, lansmanda kullanılacak olan araçlarını da depremzedeler için kullanma kararı alan şirket, elektrikli MG modellerini de bölgeye doğru yola çıkarmaya hazırlanıyor.”
Yani; Doğan Trend Otomotiv yetkilileri bölgeye yaptıkları yardımların alt mesajını bu konudan habersiz otomotiv gazetecilere üzerinden veriyor. Üstelik bunu da yine otomotiv gazetecilerine “bülten olarak” paslıyor. Ben her iki maildeki bu ifadelere dikkat etmemişim. Ama geçen hafta çeşitli sohbetlerle biraraya geldiğim sektör yöneticileri bu konuyu konuşuyordu. “2 kişinin bildiği sır değildir” diyerek yazmaya karar verdim. Şimdi gelelim sonuca.
MG Otomotiv yetkililerinin bu iki kararı da alkışlanacak tarzdan. Ancak tartışılan konu; otomotiv gazetecilerinin haber alma hakkını kendi kendine ortadan kaldırıp, bunu da “depremzedelere yardım” amacıyla diye göstermek yadırganmış. Ve hatta daha sonra da “bültenleştirmek” pek etik karşılanmamış. Zaten otomotiv sektöründe buna itiraz edenlerin de öne sürdükleri argüman da bu…
Bugün orta halli bir basın lansmanının  maliyeti pek iyi bilmesem de bir büyük kanala verilecek birkaç saniyelik 1-2 reklama eş değerdir. Ya da İstanbul’daki bir outdoor uygulamas karşılığı olsa gerek. Yani öyle “bağışlanacak” bir mebla olduğunu sanmıyorum. Asıl konu o da değil zaten. Bunun bültenleştirilmesi ve satır arasında geçirilmesi bazı basın mensuplarını da, sektör yöneticilerini de rahatsız etmiş durumda. Benim kişisel olarak MG Otomotiv yetkililerinin iyi niyetinden şüphem yok. Bu süreçteki tüm haberlerini tüm mecralarımızda kullandık. Yani “Biz bu sayfada MG haberini kullanacaktık ama o haber yerine Kızılay ve Afad ilanı kullanıyoruz” demedik. Bu tabi işin ironisi!
MG yönetimi sadece “Lansmanı iptal ettik” açıklamasıyla noktayı koyabilirdi. Bunu basın üzerinden yansıtmayabilirdi.
Çok hoşuma giden bir iletişim cümlesi vardır. “Ne söylediğin değil nasıl söylediğin önemli” diye. MG Otomotiv’in başından beri tıkır tıkır sorunsuz işleyen bir iletişimi var. Ama bu süreçte ne olduysa olmuş ve bence küçük de olsa bir iletişim kazası olmuş.
Bu durumu da hem MG yönetimi hem de diğer markaların buna benzer bir kazaya sebebiyet vermemesi için yazmak istedim. Benim kimsenin niyetini sorgulayacak halim yok. Umarım bu yazdıklarımdan dolayı ben sorgulanmam.  
Gelelim ikinci konuya.
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) tarafından üretilen ve 2023 Nisan’da trafiğe çıkacak elektrikli araçlar için ön sipariş hakkı sunan NFT açık artırmasının mağduriyet yaşattığı konuşuluyor.  TOGG’un dijital deneyim platformu Trumore üzerinden tanıtıma başladığı 2023 adet NFT için teklif verme süreci 5 Şubat’ta başlamış, 15 Şubat’a kadar süreceği belirtilmişti. NFT satın alan kullanıcılar ön siparişe katılma ve teslim alma sıralamasını belirleme hakkı kazanacaktı. Kahramanmaraş merkezli depremlerin yarattığı büyük yıkım sonrası ise bu açık artırma durduruldu.
TOGG’dan dün yapılan açıklamayla NFT açık artırmasının ileri bir tarihte yapılacağı belirtildi. Ancak ön sipariş hakkı için mevcut arabalarını satarak açık artırmaya katıldıklarını söyleyen vatandaşlar, hem aracı alma hakkı kazanamadıklarını hem de aldıkları kripto paranın değer kaybetmesiyle binlerce lira zarar ettiklerini söylüyor.
Facebook’tan ‘TOGG NFT Mağdurları’ adında bir grup da kuran mağdurlar, TOGG’un fabrikası önünde toplanma planları yapıyor.
Bu açık artırmaya katılmak için mevcut arabasını satıp AWAX aldıklarını belirten vatandaşlar, hem sattıkları araç hem de aldıkları kripto paranın değer kaybetmesiyle binlerce lira zarar ettiklerini söylüyor. Yaşadığı mağduriyeti anlatan vatandaşlardan biri, TOGG’un başlattığı açık artırmaya katılmak için mevcut arabasını sattığını ve 88 bin TL zararda olduğunu söylerken; bir başka vatandaş ise aracını satıp, ön sipariş hakkı da alamadığı için zararının 200 bin TL’yi bulduğunu ifade etti.
Yine iyi niyetle yapılan bir iş ama sonuçta ortaya çıkan mağdur vatandaşlar. Burada da iletişim büyük önem taşıyor. Hele bu örnekte insanlar para kaybediyorsa…