İşlerin iyi olduğu dönemlerde de sürekli olarak devletten “hurda indirimi”, “ötv indirimi”, faiz indirimi” isteyen ODD Başkanı Ali Bilaloğlu yıl sonu için 500 bin adetlik satış öngörürken yine “ağlamasını” sürdürdü ve devletten indirim isteğinde bulundu. ODD Başkanı olduğu sürece otomotiv adına hiçbir olumlu gelişmeye imza atamayan Bilaloğlu, bu “indirim istekleri” ile devlet yetkilileri karşısında da kendi üyeleri karşısında da inandırıcılığını yitirmiş durumda. Daha birkaç ay önce ODD adına “ÖTV Sıfırlansın” demecini verdikten sonra diğer ODD üyelerinden gelen tepkiler üzerine geri adım atan ve benim şahsi düşüncemdi diye çeviren Bilaloğlu, şimdi yine ötv ve hurda indirimi isteğinde bulundu. Bu çelişkili tavırlarıyla hükümetten destek alamayan Bilaloğlu, başta ODD yönetimi olmak üzere diğer üyelerinden de destek alamıyor. ODD’nin diğer üyeleri tarafından da Ali Bilaloğlu başkanlığındaki ODD’ye “son yılların en kötü yönetimi” olarak bakılıyor. Bunları bir tarafa bırakıp şimdi dün yapılan açıklamalara dönelim…
 
 "ÖTV indirimi gibi, hurda indirimi gibi yapısal değişimlere şu an ihtiyacımız var"
 
Dünyada otomotivde söz sahibi ülkelerin iç pazarlarının da güçlü olduğunu dile getiren Bilaloğlu, "İç pazarın güçlenmesi ve ülkemiz otomotiv ekosisteminin canlanabilmesi adına tüketim dinamiklerinin hayata geçirilmesi çok daha büyük önem kazanıyor. Bu dinamiklerin harekete geçmesi için ODD olarak, ÖTV indirimi gibi, hurda indirimi gibi yapısal değişimlere şu an ihtiyacımız olduğunu ifade ediyoruz." Otomobilden alınan Özel Tüketim Vergisi'nde (ÖTV) yeni bir reforma ihtiyaç var. ÖTV’nin çevreye duyarlı ve çağa ayak uyduracak biçimde düzenlenmesi gerekiyor. ÖTV’nin yapısı, omurgası, Türkiye Gümrük Birliği’ne girdiğinden bu yana değişmedi. Elbette bu süreçte adaptasyonlar yapıldı ama omurgası hiç değişmedi. Ama bugün aradan neredeyse 30 yıl geçti. O gün, ne elektrikli otomobiller, ne hibrit araçlar ne bugünkü çevre duyarlılığı söz konusu değildi.  İkinci olarak 2019 yılında sona eren hurda teşvikinin daha geniş kapsamlı hayata geçmesi. Türkiye’nin araç parkının yaklaşık yüzde 50’si 10 yaş üstü araçlardan oluşuyor. Bunların çevreye zararı, aktif/pasif güvenliğe zararı, hatta cari açığa zararı düşünüldüğünde, bu konu da yapısal anlamda iyileşmesi gereken bir sistem. Bir diğer konu Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF).  İthalat işlemlerinden alınmakta olan yüzde 6 KKDF’nin, dünyada ve ülkemizde yaşanmakta olan pandemi ve bunun yol açtığı nakit sıkışıklığını rahatlatma amacıyla 12 aylık bir süre için kaldırılmasına ihtiyaç var."
Sektörün çok sayıda regülasyona tabi olduğunu ifade eden Bilaloğlu, özellikle gümrük süreçlerini kolaylaştıracak, kamuya yapılan çok sayıda bildirim ve beyan süreçlerini kolaylaştıracak düzenlemelerde esneklik sağlanması da sürecin atlatılmasına yardımcı olacağını vurguladı.