Az sonra soyguna uğrayacağınızdan habersiz bir şekilde alışverişe gittiğinizi varsayın. Aracınızla markete gittiniz ve kapıları kilitlediniz. Döndüğünüzde ise gördüğünüz manzara karşısında şaşkına dönüyorsunuz. Aracın kapıları kilitli, çevrede ne kırık bir cam var ne de başka bir iz. Fakat otomobilin içindeki her şeyiniz çalınmış. Peki, bu hırsızlık olayı nasıl oldu?

Hırsız önce park halindeki aracın kapı kollarından birine bozuk para sıkıştırıyor ve sonrasında araç sahibini izlemeye başlıyor. Araç sahibi otomobiline biniyor ve gitmek istediği yere doğru hareket ediyor. Hırsız da aynı şekilde takibe başlıyor. Araç sahibi istediği yere ulaşıp aracı kilitledikten sonra hırsız, parayı sıkıştırdığı kapı kolundan aracın kapısını açıp, içinden istediği her şeyi alıyor. Hatta bu şekilde otomobili bile çalabiliyor.

Kapı koluna bozuk para sıkıştırıldığı için araç, kapı kolunu açık sayıyor ve araç sahibi kilitleme tuşuna bassa dahi, paranın sıkıştırıldığı kapı açık kalıyor. Böylece hırsız kolay bir şekilde hedefine ulaşabiliyor.

Diğer taraftan araca arkadaşlarımız veya ailemiz ile bindiğimiz zaman, bozuk para yere düşeceği için hırsızın planı da suya düşüyor. Ayrıca bu sistem her otomobilde işe yaramıyor. Örneğin bazı araçlar, harekete geçtiği zaman kapı açık görüldüğü için sürücüye uyarı veriliyor. Lakin tedbiri elden bırakmama gerek. Siz siz olun, otomobilinizi halka açık yerlere bıraktığınız zaman kapı kollarına dikkat edin diyoruz.