OTOMOTİV sektöründeki vergi sisteminin değişmesi gerektiği, motor hacmine göre vergilendirmenin artık günümüz teknolojilerine uygun olmadığı yıllardır söyleniyordu. Artık, Avrupa’da ve dünyadaki vergi uygulamalarının incelenerek, bunlara paralel bir vergi sistemine geçilmesi gerektiğini, tüm sektör temsilcileri gibi biz otomotiv editörleri de anlatıp durduk. Nihayet bu konuda ciddi bir adım atılacağını duymak tüm otomotiv sektörünü olduğu gibi biz otomotiv basınını da heyecanlandırdı. Umuyoruz ki üzerinde çalışılan yeni ÖTV sistemi dünyadaki son gelişmeler ve bazı regülasyon değişiklikleri de göz önünde tutularak son haline getirilir ve artık çağ dışı kalmış mevcut sistemden kurtulmuş oluruz. Ancak, henüz taslak halinde olduğu söylenen yeni ÖTV sistemi ile ilgili olarak şu ana kadar yapılan açıklamalar, bir yandan olumlu beklentilere sebep olurken, diğer yandan da bazı soru işaretleri oluşturmuş bulunuyor. 

OLUMLU BEKLENTİLER

Şöyle ki; sektör temsilcilerinin yeni ÖTV düzenlemesi ile ilgili olumlu beklentileri özetlersek;

Sadece motor hacmine bağlı ve artık çağ dışı kalmış mevcut sistemden kurtuluyor olmak işin olumlu yanlarının başında gelmektedir.
Emisyona dayalı bir sisteme geçiş yapılacak olması da, artık daha çevreci ve yeni teknolojilerin desteklendiği, daha modern ve çağı yakalayan bir vergi sistemine geçileceğinin işareti olarak algılanmakta.

Bir olumlu yan olarak da, verginin Avrupa ülkelerinde olduğu gibi düşürülme ihtimalini de saymak isterdik, ancak mevcut duruma baktığımızda, otomotivden alınan vergi gelirinden vazgeçilmesi pek mümkün görünmemektedir. En azından yakın zamanda böyle bir beklentiye girmek gerçekçi olmayacaktır kanısındayız.

BÜYÜME RİSKE EDİLMEZ

Bununla birlikte, günlerdir konuşulmakta olan yeni düzenlemeyle ilgili ilk duyumlar dikkatle değerlendirildiği zaman vyeni ÖTV düzenlemesinin hazırlanması esnasında dikkatle üzerinde durulması gerektiğine inanılan bazı hassas noktaları da belirtmekte fayda var. Çünkü bugün Türkiye’nin ihracatına en büyük katkıyı sağlayan otomotiv sektörü, istihdama ve yan sanayi ile ilgili katkılarının yanı sıra, oluşan iç talep nedeniyle ekonominin büyümesine de önemli katkı sağlayan bir sektördür. Hele de içinden geçtiğimiz şu dönemde, birçok sektörde durgunluk yaşanırken, ekonomik hareketliliğin iyi kötü devam ettiği belki de yegane sektördür. Umarız yılın en önemli dönemi olan aralık ayına girilirken, sektörün hızını olumsuz etkileyecek herhangi bir gelişme yaşanmaz. Bunun sadece sektöre değil, makro ekonomik dengelere ve büyüme hızına önemli olumsuz katkısı olabileceği de bilinmekte.

HASSAS NOKTALAR NELER?

Bu çalışma yapılırken, aceleye getirilmeden, sektör temsilcileri ile istişare edilerek, tek bir hamlede, en uygun vergi sisteminin oluşturulup, ondan sonra uygulamaya geçilmesi çok yerinde olacaktır. Bu noktada sektör temsilcilerinin hassas olarak gördüğü ve aktardığı noktalar şunlar:

Aracın fiyatı üzerinden yapılacak olan vergi kategorileri, uygulamada birden fazla soruna sebep olacaktır. Bunların en başında, her ay enflasyona göre yapılacak fiyat artışları nedeniyle kısa süre sonra vergi dilimlerinin yeniden ayarlanması gerekecektir. Bunun pratikte uygulanması pek de kolay olmayacaktır.

Herhangi bir otomobilin giriş donanım seviyesi fiyatı ile farklı ekipman seviyelerine göre en üst donanım seviyesi arasındaki fark kimi modellerde 20 bin lira seviyelerine çıkabilmektedir. Örneğin giriş fiyatı 60 bin lira olan bir modelin, dizel motor seçeneği, otomatik vites seçeneği gibi ilave özelliklerle tavan fiyatı 80 bin liraya ulaşıyorsa, aynı model otomobilin giriş donanım seviyesindeki modeli ile yüksek donanım seviyesindeki modelleri, farklı vergi çarpanlarıyla hesaplanabilecektir. Bu da, önemli bir karışıklığa sebebiyet verecektir. 

Dünyada, emisyona dayalı vergi sisteminin dahi sorgulanmaya başladığı, dizel araçlar nedeniyle artık sadece CO2 değil, Nox değerlerinin dikkate alındığı yeni vergi sistemleri gündemdeyken, kısa süre sonra yanlıştan geri dönülecek bir vergi sisteminin açıklanmaması bekleniyor.
 

OTOMOTİVDE YENİ VERGİ DÜZENLEMESİNİN OLUMLU YANLARI İLE HASSAS NOKTALARI

1- SEKTÖRE GEÇİŞ SÜRESİ TANINMALI

AVRUPA’da otomotiv gibi ağır sanayi sektörü için herhangi bir yeni yasal düzenleme getirilecekse, sektör için mutlaka makul bir geçiş süreci ile duyurulur. Bundan amaçlanan tüm üretim planlarını, stoklarını yeni duruma göre düzenleyebilsinler ve ağır bir zarara uğramasınlar. Otomotiv sektörümüze baktığımız zaman, üretim veya ithalat planlarını en erken 6 ay sonrası için değiştirebilen sektörün sadece mevcut stokları değil, yoldaki siparişleri ve üretim planındaki adetleri de dikkate alındığı zaman ÖTV sisteminde yapılacak bir değişiklik için, sektöre bir geçiş süresi verilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, geçmişte defalarca olduğu gibi, bir sabah uyandığında yeni vergi düzenlemesi haberini alan sektör stoklarındaki araçlar nedeniyle ciddi zarara uğrayacağı gibi bunun etkileri büyük yatırımlar yapmış olan otomotiv bayilerini de zora sokacak, ve her seferinde olduğu gibi ilk başta insan kaynağı tasarrufuna gidilerek, isten çıkartmalar yaşanabilecektir. Hatta, bir dönem sonra, sektörün içinde bulunduğu zor durumu gidermek için, geçici dönem hurda teşvikleri vb uygulamalarla ortaya çıkan bu kriz durumunu çözmeye çalışacağız.


2-‘YATIRIM YAPILABİLİR ÜLKE’ İMAJI BOZULMASIN

Bir sabah uyanıp da öğrendiğimiz yeni vergi sistemlerinin, ülkemizde yatırımı olan otomotiv firmaları açısından da kötü bir sürpriz olacağını belirtmek lazım. Ağır sanayi yatırımcısı için en önemli şey, regülasyonlardaki devamlılık ve sürdürülebilirliktir. Böyle bir fotoğraf mevcut yatırımı olan firmalar için de, henüz yatırımı olmayan firmalar için de, “Türkiye, yine bildiğiniz gibi” dedirtmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bizim son 15 senede, tüm dünyada oluşan “Türkiye yatırım yapılabilir ülke” imajını bozabilecek bu tür ani değişiklikler konusunda, çok ama çok dikkatli olmamız gerekmektedir.


AĞBAL: FİYAT ARTIŞI KÜLLİYEN YANLIŞ

MALİYE Bakanı Naci Ağbal, ÖTV’de yapacakları yeni düzenlemeyle birlikte söylendiği gibi fiyatlarda bir artış planlarının olmadığını belirtmiş ve şu açıklamayı yapmıştı:“Burada yapılan sadece uzun yıllardır sektör ile istişare edilerek getirdiğimiz sisteme ilişkin bir değişikliktir. Fiyat artışı gibi piyasayı ürkütecek, açıklamalara tepki olarak söylüyorum, böyle bir düzenleme asla söz konusu değil. Bunların hepsi külliyen yanlış değerlendir-melerdir.” 

Emre ÖZPEYNİRCİ - HÜRRİYET