Bu hafta da otomotiv sektörünün “çektikleri”nden söz etmek istiyorum. Tabii işin esprili tarafından yaklaşarak. Daha doğrusu; yarı şaka-yarı ciddi olsun… Kim neyi anlayacaksa onu anlasın…

Yıla başlarken döviz ve kur ayarlamalarıyla kabustan beter bir pazara girdi. Vergiler, ÖTV, KDV derken “yerli oto” ve “babayiğit” söylemleriyle yıl sonuna kadar “acaba babayiğit ben olabilir miyim” sorularıyla çekti. Babayiğit’ler açıklandı bu sefer de hem babayiğitler hem de dışarda kalanları aldı bir düşünce… Yerli konusunda yapılan yersiz yorumlardan da çok çekti. Yıl sonu yine kur ayarlamaları kabusundan da çekti. Hala da çekiyor…

Tüketicilerden de çok çekti. Memnuniyetini sır gibi saklayan, ama en küçük memnuniyetsizliğini bangır bangır bağıran cazgır müşterilerinden çekti. Müşteri memnuniyeti adına da bunları sineye çekti. Bitmek bilmeyen pazarlıklardan, kar marjının neredeyse zarar sınırına gelmesinden de çok ama çok çekti…

Pazartesiden pazartesiye günlük gazetelerin yansımalarından da çok çekti.  Kiminde az çıktı, kiminde çok çıktı ama neyse ki pek olumsuz bir şeyler yazılmadı. Övgüye ve meslek hayatının başarılı basamaklarının yazılmasına alışık olanlar en küçük bir eleştiride rest çekti… Ürünler değil müdürlerin  tanıtımları dikkat çekti. Hatta bazı müdürlerin yansımaları, pazarladıkları ürünlerin önüne geçti. Otomobilin yanında müdür değil; müdürün yanında otomobil fotoğrafları çekildi. Bu da benim dikkatimi çekti!

Aylık basılı dergilerin “proje-ilan ve lansman davetleri” serzenişlerinden çok çekti. Her üç ayda bir “özel sayı” ayağına ilan istek baskılarından daha çok çekti. “Onbeş günde bir tv programı yapıyorum” diyerek 3-4 ayda bir program yapanlara bir şey diyememekten de çekti. Araç verdi olmadı, lansmana çağırdı olmadı; onu da sineye çekti. “Aylık basılı dergi çıkartıyoruz” diyerek ortaya çıkan ama dergileri bir türlü ortada olmayanlardan da çok çekti. Onlara da “bu ne yüzsüzlük hem dergi çıkartmıyorsunuz hem meslektaşlarınızın hem de bizim hakkımızı yiyorsunuz dolandırıcılar” restini çekemedi. Yine araç verdi, lansmana çağırdı ama dergilerde göremedi. İçine çekti sadece…

Mesleki tacizcilerinden de çok çekti. “Onla yaptın, onu çağırdın bunla yaptın” diyerek her lansman ve proje sonrasında egoist “mesleki tacizciler”den de çok çekti. Attılar mı google’da kül bırakmayan internet ve dijital  de çok çekti.  Aylık 500-600 adet indirilen dijital dergicilerin büyük-küçük dağları ben yarattım havalarından çok çekti. Bedavaya yapılan bülten haber sitelerde girilen kampanya haberlerinin paylaşımlarında genel müdür ve Ceo’ların bile eklenmesinden de çok çekti. Paylaşılan trafik rakamlarının google’la yarışması dikkatlerini çekti!

Bu liste yazsam bir bu kadar daha uzar gider. Son olarak bu satırların yazarından çekti. Pek övülmese de; eleştirilerden ve eleştirlerin dozundan çekti. Kimisi aradı dalga geçti, kimisi aklınca ceza verdi.

Kıssadan hisse; akılsız başın cezasını otomotiv sektöründeki bazı yöneticiler böyle çekti…  İşte sektör açısından bir 2017 de bu şekilde geçti!