“Yapılan kademelendirme,  ÖTV oranlarındaki sayı değişikliğinin hiçbir işe yaramadığını gösteriyor. Son üç ayda biraz olsun rahatlamasını istiyorsak hem temel ekonomik göstergelerin düzelmesi lazım. Bizi şu aralar en çok yoran yüksek faizler. Bu yüksek faizle tüketiciyi her hangi bir şeye ikna etmek çok zor. Artan fiyatlara bunu da eklemek lazım. Alım gücü düşüyor. Bir de alım gücü düşen insanın yanına bir de satın almayı zorlaştırıcı bir finansman modeli sunarsanız herkes uzaklaşıyor. Şimdi bunlar iyileştirilmezse herkes elindeki stoğu eritmeye gayret gösterecek.  Ondan sonra da aslında daha zor bir pazar 2019’da bizi bekliyor gibi gözüküyor. İlk altı ayı herkes fena geçirmemişti. Faizin ve ekonomik durumun etkisi toplam pazarı bütünüyle etkiliyor. Zor bir dönem bizi bekliyor. Çıkış yolu var mı? Tabi herkesin aklına ilk gelen, bu yüksek maliyetse bunun  biraz vazgeçilmesi uzaklaşılması lazım, hurda indirimi de teşvik olmaktan çıktı onun da düzeltilmesi lazım.  Bunlar yapılmadığı sürece bu üç ayı çok daha sıkıntılı olacağını söylemek lazım. Senenin üç ayını zor geçirirseniz 2019’u daha da zor yaparsınız.  Premium segment de daralıyor. Daha büyük daralıyor. Planları 2-3 kez revize etmek zorunda kaldık. Biz yüzde 3.5’luk pazar payını korursak bu da bir başarı diyebileceğiz.  Ama adetsel olarak toplamda çok geriye gidiyoruz. Bu sadece bizim değil tüm satış organizasyonu için zor. Herkes genelde üretici-satıcı kısmına bakıyor bir de bayi tarafı var. En büyük sıkıntıyı onlar çekiyorlar. Finansman yükü en büyük dert. Herkes muzdarip. Filo işi kalmadı. Sektörde bir anda TL’ye dönmek zorunluluğu ortaya çıktı. Doğru-yanlış diyebilirsiniz ama karara uyum süresi çok kısa. TL’ye dönme konusunda bir belirsizlik ortaya çıktı. Finansman maliyetleri çok yüksek olup da onu da fiyatlarınıza yansıttığınızda filonun da cazibesi kalmadı. Üçüncüsü de bu konuda zorluk çeken firmalar vardı, Euro ile borçlanıp TL ile kiralama yapanlar, bunların da zor durumda kalıp bankalar tarafından “kötü çocuk” ilan edilmesi bir anda tüm sektörü aynı kefeye soktu. Bir anda bankalar geri durmaya başladılar. Filo’nun da zor dönemine denk geldik. İlk 6 ay otomobil satışları filo ile destekleniyordu şimdi o ortadan kalktı. Şimdi yeni oyun kuralı oluşturmamız lazım. Şimdi tekrar tüketiciye döneceğiz ama kiralama da bir yol olacaktır. Biçimi değişecektir, maliyeti değişecektir. Bütün bunları üst üste topladığınızda otomotiv sektörünü zor bir 3 ay bekliyor. Daha bir zor ve belirsiz bir 2019 yılı var. Tüm sektör olarak, dernekler olarak, tek ses olarak bakanlar ve ilgili yöneticilerle görüşüyorlar. Herkesin örneğini verdiği gibi inşaat sektörünün sesi duyuldu onlara destek olundu. Otomotiv de bu bu ülkenin kalbi. İhracatın en büyük destekçisi, iç Pazar  olmadan tek başına ihracat ile yaşayan bir otomotiv sektörü dünyanın hiçbir yerinde yok . Kore’ye 4,5 milyon araç üretiyorlar 2 milyonunu kendi ülkelerinde satıyorlar 2,5 milyonunu ihraç ediyorlar. Bu dengeyi yakalayamadığınız zaman içeride iş yapmak herkes için çok zor.”