2000-2016 yılları arasında Mais AŞ’nin Genel Müdürlüğü görevini 16 yıl boyunca sürdüren İbrahim Aybar’ı bu süreçte hep gözlemledim. Biz otomotiv gazetecilerine olan nezaketini insan ve yayın seçmeden hep aynı mesafede sürdürmesini hayranlıkla izledim. Bürokrasiden gelen “poker suratı” adı verilen duygularını dışa yansıtmayan ölçülü samimiyetini 16 yıl boyunca gözlemledim. Uçak seyahatlerinde özel hayatında veya tek başına olduğu iş yolculuklarında Business giderken, bizle hep ekonomiden gitmesini etik dersi olarak algıladım.   Bizlerle konuşurken şaka yollu bile olsa bizleri incitecek, alınganlığa yola açacak tek bir kelime etmemesi tesadüf olamazdı. Aybar’ın dikkat ettiğim davranış biçimlerinden birisi de “kurumsal hafızaya” verdiği önemdi. “Daha önce nasıl yapılıyordu?” sorusunu onun altında ama ondan daha eski kurumda çalışanlarına sorduğuna çok tanık olmuşumdur. 16 yıl, aynı görevde bir kurumda çalışmanın yolunun “kurumsal hafızaya” gösterilen önemle olabileceğini işin başında kavramıştı.
İşte o kurumsal hafıza, 16 yıl sonra Dr. Berk Çağdaş’ın yönetimine geçmişti. Çağdaş da; yaklaşık 10 yıl boyunca “lider” olarak devraldığı Renault markasını “her alanda lider” zirvesine taşıyıp ayrıldı. Geçen hafta pazartesi sabahı Mais’teki yönetim değişikliği haber geldi. Bu gözler toplam 26 yıl boyunca Renault Mais’teki, Oyak Renault’taki bütün gidişatı uzaktan ama yakından gözlemledi... Diğer tüm markaları, marka yöneticilerini, iletişimcilerini, pazarlama müdürlerini, PR şirketlerini;  “nehrin kenarında oturan adam” modunda gözlemlediğim gibi… Benim için çok ama çok değerli gözlemlerdir bunlar…
 
2016-2025 arası Berk Çağdaş da MAİS AŞ çatısı altında; hatasıyla-sevabıyla, duruşuyla-mesafesiyle, artıları-eksileriyle, eğrisiyle-doğrusuyla bir yönetim gösterdi. Bu süreç boyunca hemen hemen her lansman konuşmasında, bir önceki şirketinin “kurumsal hafızasından” alıntılar yaptı. Eski şirketinde geçmişini unutmadığı gibi; MAİS’in de yeni kurumsal hafızasının temellerini attı. Ezber bozan, yapılmamış lansmanların, pazarlama faaliyetlerinin, yeni iletişim kanallarının yolunu açtı. Son 4-5 yılda Pazarlama ve İletişim Departmanı’nın “bu kadar da olmaz artık ” denilen tüm etkinliklerine el veren Çağdaş, eski kurumsal hafızaya saygı duyarken, yeni hafızanın da yolunu açıyordu aslında… Veda mesajında “2016 yılı Eylül ayından beri gururla görev yaptığım, Renault MAİS AŞ Genel Müdürlük ve CEO’luğu görevimden, profesyonel hayatımın akışına yönelik başka teklifleri değerlendirmek amaçlı olarak ayrılıyorum.” derken  eminim ki; yeni başladığı ilk işinde de MAİS’te yapılan işlerden örnekler verecek. Çağdaş mesajını soyadına yakışır bir incelikte noktalamış;  “Bugün itibariyle gerek finansal karlılık ve gerekse de operasyonel verimlilik, piyasa liderliği anlamında zirvede olan bir MAİS devrediyorum. Bu itibarla görevi devrettiğim ekibim ve sevgili Bahaettin Tatoğlu’nun bu bayrağı benden daha ileriye götüreceklerine eminim”.
 
Evet; MAİS AŞ direksiyonu şimdi Bahaettin Tatoğlu’nda… Citroen’in Bayraktar Grubu’nda olduğu dönemde Citroen Genel Müdürü olarak tanıdığımız, Tatoğlu daha sonra da Bayraktar Holding’te çeşitli görevlerde bulundu. Halen sadece Subaru’nun bulunduğu Bayraktar Grubu’nda  uzun yıllardır tabiri caizse “nadasa çekilmiş” halde bekliyordu. Uzun zamandır otomotiv sektörünü dışardan izliyor konumundaydı… Şimdi bu dinlenmişliğiyle; Renault, Dacia ve Alpine markalarını yönetecek…
Tatoğlu şimdi eskisiyle, yenisiyle büyük ve çok değerli bir kurumsal hafızanın yönetiminde. İbrahim Aybar’ın lider olarak Berk Çağdaş’a teslim ettiği bayrağı o şimdi  “her alanda lider” olarak devralmış durumda… İşi hem çok kolay hem de çok zor… Neyse ki içeride, kurumsal hafızayı çok iyi bilen, bu hafızanın yaratılmasında başrol oynayan; pazarlama, satış ve iletişim yöneticileri var… Neler görmüş geçirmiş çok tecrübeli bir bayi ağı var…
 
Benim otomobil gazeteciliğim sürecinde, yaklaşık 26 yıldır hangi genel müdür gelirse gelsin, kurumsal hafızanın devamlılığıyla MAİS AŞ yönetimi Renault ve Dacia markalarını hep yukarıya taşıdı. İmaj olarak taşıdı, satış olarak taşıdı, pazarlama ve iletişim olarak taşıdı… Muhtemelen Bahaettin Tatoğlu’nda da aynı süreç yaşanacak.
Berk Çağdaş’a yeni yolculuğunda başarılar dilerken; Bahaetin Tatoğlu’nu da yeni görevinde tebrik ediyorum…