Merhabalar,
Benim de 2000 ile 2017 yılları arasında Renault Mais’in üst yöneticisi olarak içinde olduğum Renault Grubu, 2025 yılının ilk yarısında pazardaki daralmaya rağmen gelirlerini artırmayı başarabildi. Grup, 27,6 milyar € yu bulan ciroya ve %6 ya ulaşan faaliyet kar marjına ulaştı. Bu performans, Renault Grubu’nun esnek iş modeli ve küresel rekabet ortamına uyum sağlayan ürün yaklaşımını ortaya koyması bakımından önemli oldu.
Luca de Meo’nun CEO görevini bırakması ile tamamlanan yılın ilk 6 ayının ardından, önümüzdeki aylarda pazara sürülecek yeni modeller ve beklenen talep artışı ile daha iyi bir ikinci yarı yıl performansı görebiliriz. Ek olarak rekabet gücünü korumak amaçlı tasarruf önlemlerinin de gündemde olacağını anlıyoruz.
Bu arada sektörde olanlarımızın merakla beklediği Renault Grubu yeni CEO’sunun da ismi belli oldu. Francois Provost bu görevi yakında devralacak. 2002 yılında Renault bünyesine katılan Provost’un grup içinde önemli ve stratejik görevler üstlendiğini biliyoruz. Global otomotiv sektöründe yaşanmakta olan yoğun rekabetin yanı sıra Çinli markaların yeni nesil taşıtları (NEV) hızla geliştirip pazarlara rekabetçi fiyatlarla sunabiliyor olmaları özellikle AB menşeli otomotiv markalarını zorlamaya başlamıştı. Dolayısıyla Provost’u zorlu bir görevin beklediğini söyleyelim. Kendisi de bunu kabul ediyor ve Renault grubunun güçlü temellerine güvendiğini belirtiyorsa da Carlos Ghosn dönemindeki gibi grubun yapısı çevik bir hale hızla dönüşecek mi göreceğiz.
Bu vesileyle kişisel beklentim; oldukça verimli ve kaliteli üretim yapabilme yeteneğini defalarca ispatlamış olan Bursa’daki Oyak Renault fabrikasının durumu. Yıllarca %100 e yakın doluluk ile çalışmış olan fabrika, Renault Grubu’nun yeni nesil amiral gemisi olan otomobillerin üretim merkezi olmuştu. Clio, Megane ve Fluence modellerini hemen hatırlıyoruz. Hatta 2010 yılı sonlarında dünyada bataryadan elektrikli otomobillerin üretimi yeni yeni başlarken Fluence ZE elektrikli otomobilini Oyak Renault fabrikası başarıyla 2 yıl kadar seri üretmişti. Fabrikada bir bilgi birikimi de olmuştu. Ancak artık ürünlerin teknolojileri ve üretim biçimleri çok değişti. Markalar yeni nesil, elektrik enerjisi kullanan birçok modeli pazarlara sürdüler. Ama ülkemizdeki Oyak Renault fabrikası halen bataryan elektrikli yeni nesil (NEV) modellerin üretim merkezi değil. Ürettiği fosil yakıt kullanan modeller artık AB pazarlarında rağbet görmüyor. Onun için kapasite doluluk oranı düştü. Mutlaka Çinlilerin rekabet üstünlüğüne yanıt verecek modellerin ülkemizde üretilmesi gerek. İnanıyorum ki hem Provost’un atanması, hem de OYAK genel müdürü olarak iki hafta önce başarılı İTO başkanlarımızdan Prof.Dr.Murat Yalçıntaş’ın göreve gelmesi yeni bir sinerji doğuracak ve Oyak Renault fabrikası 2020 yılına kadar yaşadığı o görkemli günlere bir an önce dönecek. Her iki CEO’ya engin başarılar diliyorum.