Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Bozkurt, 2z Aynası okuyucularımız için 2023 yılı otomotiv sektörünün genel değerlendirmesi ve 2024 yılı öngörülerini paylaştı. Türkiye’de 2023 yılının otomotiv sektörü için beklenen rakamların üzerinde geçtiğini belirten Bozkurt, 2024’ün sektör için biraz daha zorlu geçeceğini belirtti.
 
 
2023 yılı genel değerlendirme, çevreci otomobiller ve 2024 yılı öngörülerine dair sorularımız ve işte ODMD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Bozkurt’un yanıtları.
 
2023 yılı otomotiv sektörü için nasıl geçti?
 
Türkiye’de pazar rakamları son 11 aydır rekor satışlarla kapanıyor. Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 60,8 oranında artarak 1 milyon adetleri aştı. Son aylarda araç bulunurluğunda artış olmaya başladı. Bununla birlikte firmaların kampanyalarının da devreye girdiğini gördük. Böylece rekor adetlere ulaşan pazar seyri gerçekleşti. Bu rakamlar geçmiş yıllara göre rekor olarak görünüyor. Ama yaklaşık 4 yıldır biriken taleple birlikte araç bulunurluğunun bir araya gelmesi, ayrıca kampanyaların da devreye girmesiyle bu adetlere ulaşıldı.
 
Bildiğiniz gibi sadece ülkemizde değil tüm dünyada otomotiv sektöründe başta çip ve hammadde tedariği kaynaklı yaşanan arz probleminin devamında ertelenmiş bir talep söz konusuydu. Negatif reel faiz nedeniyle taşıt fiyatlarının endeksli olduğu döviz kurunda bir hareketlenme olabileceği endişesi de faiz artışları öncesinde talebe yansıyordu. Normalleşme sürecinin başladığını söyleyebiliriz. Son dönemde kampanyaların da bazı markalarda başladığını gözlemliyoruz. Otomotiv pazarının 2023 yılında 1 milyon üzerinde bir adet ile kapanacağını belirtiyorduk ve henüz yıl bitmeden 1 milyon adet aşılmış oldu. Bu daha önce hiç yaşanmamış bir toplam pazar büyüklüğü oldu. Biz geçmiş yıllarda 1 milyona yaklaşmış ama bu barajı hiç geçememiştik. Bu anlamda da sektörde bir ilk olacak.
 
Çinli markaların Türkiye’ye olan yoğun ilgisi ve Ticaret Bakanlığı tarafından bazı elektrikli araçlar için çıkarılan tebliğ hakkındaki düşünceleriniz neler?
 
Elektrikli Araçların İthaline İlişkin yapılan son düzenlemeden dolayı şaşırdığımızı ifade edebiliriz. Evet, son dönemde Türkiye pazarına girmeye başlayan elektrikli araç marka sayısındaki artış sebebiyle, özellikle de tüketicilerin mağdur olmaması adına bazı önlemlerin alınması kaçınılmaz görünüyordu.
 
Biz de ODMD olarak, henüz yeni bir teknoloji olan elektrikli araçlarla ilgili standartların belirlenmesi ve tüm detaylarıyla uygulanması gerektiğini düşünmekteyiz. Araçların servis ve onarım hizmeti alacağı tesisler ve bu tesislerdeki güvenlik ekipmanları, araçlara hizmet verecek teknik personelin eğitimi gibi konular hayati önem taşımaktadır. Örneğin bu konuda eğitimsiz bir teknisyenin elektrikli araca müdahalesi, teknisyenin can güvenliği için yüksek risk oluşturmaktadır. Aynı şekilde elektrikli bir araçta servis ve onarım esnasında oluşabilecek negatif bir durumda, araca nasıl müdahale edileceği konusunda gerekli eğitimlerin alınmış olması ve müdahale ekipmanlarının servis hizmeti veren yetkili bayilerde standart olarak bulunması gerektiği konusunda da hemfikiriz. Ancak diğer yandan, yukarıda bahsedilen amacın ötesinde, ticaretin engellenmesi seviyesinde bir noktaya ulaşan önlemlerin, ülkemizde yatırım yapmayı planlayan yerli ve yabancı yatırımcıların cesaretlerinin kırılmasına sebebiyet verebileceğini düşünüyoruz. Yatırım ortamının iyileştirilmesine engel teşkil edecek uygulamalardan kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz. Çıkan son tebliğ ile sadece pazara yeni giriş yapacak marka ve modeller değil, ülkemizdeki yerleşik ve hatta üretim yatırımı olan markaların da birçok modelinin satışını engellemeye yönelik bir durum oluşmuştur.
 
Elektrikli araç teknolojisinin gerektirdiği tüm güvenlik standartları belirlenmeli ve bunun birebir uygulanması şartı getirilmelidir. Bu şekilde hem elektrikli araç kullanıcısının hem de araca hizmet veren teknisyenlerin güvenliği en üst düzeyde sağlanmalı, gereken standartları yerine getirmeden hiçbir markanın pazara girişine izin verilmemelidir. Bununla beraber tüm dünyada kabul görmekte olan elektrikli araçların, vatandaşın faydasına olacak şekilde rekabetçi bir ortam yaratmasına da engel olunmamalıdır.
 
2023 yılı elektrikli otomobil satışlarındaki yükselen talebi nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Dünya genelinde çevreci teknolojilerle donatılan araçlar pazarında ve çevreci diğer teknolojilerde büyüme ve gelişim ivmesi hızlanmaya devam ediyor. Ülkemizde otomotiv sektöründe çevreci araçların pazardan aldığı pay artmış olsa da hala Avrupa ülkelerinin oldukça gerisinde. Avrupa’da çevreci araçlara çeşitli teşvikler verilerek konulan hedefler doğrultusunda pazar paylarının gelişmesi sağlanırken alt yapı hazırlıkları da beraberinde sürdürülebilir politikalar ile destekleniyor. Bu noktada, Türkiye otomotiv sektörüne uygulanan vergilendirme yapısının yeniden gözden geçirilmesi ihtiyacının bir kere daha belirtmek gerekiyor.
Ayrıca çevreci araçların yaygınlaşmasını sağlayacak altyapı çalışmalarının da desteklenerek hızlanması önem taşıyor. Şarj altyapısında gelişim, son dönemde bu alana yapılan yatırımlarla elektrikli araç parkındaki büyümenin önünde gitmektedir. Ancak, bu büyüme ivmesinin 2022 yılından itibaren devam eden araç parkının elektrifikasyonunda ve özellikle 2025 yılından sonra daha da hız kazanacak, büyümeyi destekleyecek şekilde güçlendirilmesi kritik bir konu.
Elektrikli araçlara olan ilgiyle birlikte tüketicilerin özellikle ülkemizde yeni teknolojilere oldukça ilgili ve istekli olduğunu görüyoruz. Yapılan araştırmalardan birçok araç kullanıcısının bir sonraki aracında çevreci ve yeni teknolojileri tercih etme isteğinde olduğunu görmekteyiz. Marka ve model sayılarındaki artışlara paralel olarak çevreci araçların ülkemizde de satışlardan aldığı payın her geçen gün arttığını görüyoruz.
 
2024 yılı için otomotiv sektörü hakkındaki öngörüleriniz neler?
 
Önümüzdeki yıl araç bulunurluğu sorununun büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla beraber firmaların elinin bu açıdan rahatlayacağını söyleyebiliriz. 2024 yılı normalleşme yılı olacak. Ancak diğer yandan önümüzdeki yıl da şu anda olduğu gibi kredi kullanımı teşvik edilmezse, pazarda düşüş olması kaçınılmaz gibi görünüyor. Bildiğiniz gibi sektörümüzde kredi kullanımı çok önemli. Satılan ürünlerin yaklaşık yüzde 70’inde kredi kullanımı söz konusu. Diğer yandan 2024’te filo pazarı da çok önemli olacak ama şu anda ticari kredilerde de bulunurlukla ve maliyet ilgili sorunlar var. Bu noktada 2024’ün sektör açısından biraz daha zorlu geçeceğini söylemek mümkün. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde otomotiv iç pazarının 800-850 bin adetlere kadar daralabileceğini öngörüyoruz.
Bununla birlikte uygulanan mali disiplinin de çok yerinde olduğunu düşünüyoruz. Şu anda ülke olarak en büyük sorunumuz enflasyon ve enflasyon konusunu çözemezsek, ancak kısa süreli satış artışları yaşanabilir. Bir ülkenin ekonomisinin sağlıklı zemine oturması, tüm sektörlerde geçici yüksek satışlar elde edilmesinden daha önemli. Ülkemizin ekonomisinin orta-uzun vadede sağlıklı bir zemine oturmasını bekliyoruz. Bu nedenle alınan bütün bu önlemleri destekliyoruz. Bunun önümüzdeki dönemlerde olumlu geri dönüşlerini aldığımızda, daha sağlıklı pazar yapılarıyla otomobil ve benzeri ürünlerinin ulaşımının daha kolay olacağı, otomobile ulaşan kişi sayısının daha fazla olacağı bir ekonomik ortam hayal ediyoruz.
Bu noktada kredi uygulamaları ve benzeri bazı kısıtlamalar olacaktır ancak beklentimiz bunun bir dengede götürülmesi. Otomotiv bizim için en önde gelen ihracat sektörümüz ve ekonomi açısından stratejik bir öneme sahip. Bu nedenle burada yapılan yatırımların devamlılığı ve sağlanan istihdam gibi değerlere baktığımızda, otomotiv ekosisteminin de sağlıklı şekilde bu süreci atlatması gerekiyor.