Frontera’nın dünya lansmanı için dünya kenti İstanbul’u seçtiniz. Bu kararı almalarında Opel Türkiye’nin ticari başarısı mı yoksa Türkiye’nin jeopolitik konumumu öne çıktı?


Ticari veya jeopolitik değil. Türkiye’ye kendini çok yakın hisseden bir marka Opel, Türkiye pazarında yıllardır faal. Biliyoruz ki Türkiye’deki müşterilerimiz, bizim yaptığımız ürünlere değer veriyor, Alman ürünlerini seviyorlar. Tasarımımızı seviyorlar. Bizi seviyorlar, yaptığımız işi seviyorlar. Son yıllarda yoğun bir şekilde Türkiye’ye yatırım yaptık. Burada çok harika bir bayi ağı kurduk. Her zaman Türkiye’ye öncelik vermişizdir. Türkiye bizim en önemli üç pazarımızdan biri. Almanya ve İngiltere’yle beraber. İşte bu yüzden ilk olarak burada tanıtımını yapmak istedik. Türkiye bizim çok önemli ve Türk tüketicilerine ürünlerimizi sunmaya devam edeceğiz. Frontera’nın Türk pazarına çok uygun olduğunu düşünüyoruz. SUV’ler burada çok rağbet görüyor. Frontera’nın birçok özelliğinin Frontera’yı Türkiye için çok ilginç kılacağını düşünüyoruz. Türkiye’nin bizim gözümüzdeki önemi ve Frontera’nın önemi bir araya geldiğinde çok net bir tercihti bu bizim için. Bu arada geçen sene buraya geldiğimde söz vermiştim. Çok netti İstanbul’un ideal yer olduğu. Frontera’nın hem Türkiye’ye hem dünyaya sunulması için en ideal yer burasıydı.


Bundan sonraki süreçte destekleriniz ne olacak Türkiye pazarına karşı? 


Türkiye 2023 yılında Almanya ve İngiltere’den sonra Opel’in dünya çapındaki üçüncü pazarıydı ve bence bu pazar için doğru yer. Biz bir önem sıralaması kovalamıyoruz. Önemli olan şu: Türkiye bizim için çok önemli bir pazar, bir ana pazar bizim için. Sürekli büyümek istiyoruz, sürekli piyasaya yakın olmak istiyoruz ve sürekli olarak pazarı desteklemeye devam etmek istiyoruz ki herhangi bir gelişme olduğunda bunu hem takip edelim hem de Opel bu gelişmelere eşlik etsin. İşte bu yüzden zaten çok erken şekilde buradaki bayi ağımıza elektrikli araçlar için yatırım yaptık. İki sene önce buraya geldiğimde sormuştum, yeterli yatırımın yapılmasını istemiştim bayi ağı için, satış kapasitesi artsın diye çünkü biliyorduk ki elektriklenme Türkiye’de olan bir şey, iki sene içerisinde tam beklediğimiz gibi gelişti. Opel burada gerçekten çok önemli bir rol oynadı. İşte bu yüzden Opel ile ilgili en önemli kararlarda Türkiye çok önemli bir rol oynuyor. Bu pazara yakın olmak istiyoruz ve önemli katkılar sağlamak istiyoruz.


Neden 7 kişilik B-SUV düşündünüz? Potansiyel ya da mevcut müşterilerinizden talepler mi geldi?
 
Öyle bir öykümüz, geçmişimiz var Opel’de. 7 koltuklu seçeneği sunma geleneğimiz var. Böyle bir pazar var ve bu seçeneğe ilgi duyan pek çok insan var çünkü onların araç kullanımı bunu gerektiriyor. Yani 3 kişilik aileniz var 1 kişiyi daha taşıyacaksınız tabii ki faydalı ama bütünüyle kentsel ya da banliyö olarak kalkıp topluca futbol maçına gideceksiniz vs. derseniz buna ihtiyaç oluyor. Müşterilerimiz bizden bunu istediler ayrıca pazarda 7 koltuklu modeller için böyle bir talep var. O yüzden bu temel seçenekleri konsept ve tasarım evresinde düşündük ve en başından buna özen gösterdik, dikkat ettik ve 7 koltuk seçeneğini de sunmak istedik. Bunu yaptığımız için de çok mutluyuz ve pazara sunmak için de sabırsızlanıyoruz.
 
Uzun yıllardır Frontera ismi kullanılmıyordu. Frontera ismi tekrardan neden uyandırıldı, daha farklı bir isim konulabilir miydi?
 
Çok ilginç bir soru; evet Opel bu sene 125. senesini kutluyor. 125 yıldır araç üretiyoruz. 125 yıl içerisinde pek çok araç geliştirdik. İnsanların ruhunda ve belleğinde gerçek bir iz yaratan araçlar. Bugün bahsettiğimiz araçlar GT, Monza, Manta gibi pek çok zihinlere kazınmış otomobillerimiz oldu ve Frontera da bunlardan biriydi. Konseptimizi ararken, bu aracın konseptinin yapması gereken işi tanımlamasını ve temsil ettiği değerleri tanımlamasını istedik. Gelişim süreci genelinde bazen beyin fırtınası toplantıları yapıyoruz ve birden öyle bir fikir geldi. Neden bu yeni modele Frontera demeyelim ki? Neden diyelim çünkü o açıkladığım sebeplerden dolayı biz bu tasarımı açıkladığım şekilde geliştirdik. Dönüp ilk nesil Fronteralar’a bakacak olursanız sizin hatırladıklarınıza aynı değerleri veriyordu. Tabi hepsini değil ama ve başka bazı değerler veriyorlardı ama temelde aynı değerlere dayanıyordu. Frontera’nın tam da bizim geliştirdiğimiz yeni modelin ta kendisi olduğuna karar vererek bu ismi ona verdik. Geçmişte yaptığımızdan bir işaret seçip de aynı ismi kullanmak son derece ödüllendirici ve son derece ilginç olabilecek diye düşündük. İşte o yüzden bu yolu seçtik.